Simeltekin’in oğlu Sultanın şu kıssasını dikkatle okuyalım:
Bir gün O Hint kiralına bir elçi göndererek sordurdu:
— Siz Halikı inkâr ediyor, peygamberleri yalanlı yorsunuz. Buna rağmen ömrünüz uzun oluyor. Biz ise, Allah’a inanıyor, peygamberlere saygı gösteriyoruz. Yine
de ömürlerimiz sizinkine oranla kısa oluyor.
Bize bunun sırrını açıklar mısınız?..
— Şu üzerinde meyva bulunan ağaca bak! O yerinden kopana kadar sana cevab vermiyeceğim. Sen dur ve yerinden kıpırdama, dedi.
Sonra göğsünü şişirdi, onun yerinden kopması için yürekten bir temenni de bulundu. Himmeti ve gayreti kuvvetlendirdi. Aradan çok bir zaman geçmeden ağaç sallanmaya, insanlarda kaçışmağa başladı. Ağaç büyük bir gürültü kopararak yere yıkıldı. Melik (kıral) elçiyi görünce
haykırdı:
— İşte benden beklediğin cevab!.. Sultana deki: Bir tek himmet, büyük bir meyvesi bulunan ağacın yerinden çıkmasını sağlarsa, nasıl olurda mazlumların himmeti zalimlerin yok olmasında, köklerinin kazılmasında tesirli olamaz! Şayet haksızlığa uğrayanların himmeti zalimlere tesir edemiyorsa muhakkak duaları bulutlardan öteye geçemiyor da ondandır…
Bazı geçmiş kitablarda varit olmuştur: «Eğer zalimden intikam almazsam ben de zalimim…»
43 views