İslâm ordusuna sızan casuslar
İslam ordusu Uhud savaşına giderken Yahudi cıfıtları büyük bir operasyon hazırladılar. Çok önceden Mekke’ye giden bir gurup Yahudi, cahil müşrikleri ve yöneticileri Müslümanlarla karşı alabildiğine cesaretlendirip kışkırttılar. Söyledikleri şiirlerle kâfirlere moral vermek ve gaza getirmekle kalmayıp, maddi destek konusunda da çeşitli vaatlerde bulundular. Plan şuydu: Savaş sırasında münafıklıkla İslam ordusuna katılacak olan Medine Yahudileri ile birleşecek Müslümanları son ferdine kadar öldürmeye başlayacaklardı.
Planın birinci aşaması başarı ile tamamlandı. Mekkelileri savaşa kışkırtan Yahudiler 3000 kişilik, o günün şartlarına göre son derece donanımlı bir müşrik ordusunu harekete geçirdiler. İkinci aşama için ise çok sayıda münafık Medine’de İslam ordusuna katıldı. Üçüncü aşama ise Yahudi askerlerin orduya katılmasıydı. Dördüncü aşamada savaş esnasında müşriklerle birleşip İslam ordusunu yok edeceklerdi. Planın son aşaması ile ilgili bir bilgiye rastlamadım. Ama diğer üç aşama dördüncü aşamayı ayrıca bir belgeye gerek duyulmayacak açıklıkta ortaya koymaktaydı.
Üçüncü aşamayı gerçekleştirmek için harekete geçen Yahudiler 600 kişilik bir ordu hazırlamıştı. Çoğu okçulardan oluşan askerler İslam ordusundan önce şehrin çıkışına gidip beklemeye başlamıştı. Seniyetü’l Veda’ya gelindiğinde Allah Resûlü (a.s.m.) beklemekte olan Yahudileri görünce yanındaki sahabelere:
– Bunlar kim? diye sormuşlardı. Sahabeler:
– Abdullah b. Übey’in müttefiki olan Yahudilerdir. 600 kişilik bir birlikle bizim yanımızda savaşmak için gelmişlerdir”, dediler.
Mekke’de Müslümanları yok etmek için savaş tamtamları çalan Yahudiler, Medine’de nerdeyse İslam ordusu büyüklüğünde bir ordu ile Müslümanların yanında yer almak için toplanmıştı. Tablo ne kadar tanıdıktı? Milleti bölüp birbirine düşüren, çatışan tarafların her birini kukla gibi yöneten derin güçlerin bugünkü oyunlarını ne kadar da hatırlatmaktaydı.
Durumu fark eden Efendimiz, şeytanlaşmış insanların bu oyununu bozacaktı. Sahabelere:
– Gelenler Müslüman mı oldular? diye sordu. Onlar:
– Hayır Müslüman olmadılar. Sadece bize yardım için buradalar” dediler. Efendimiz:
– “Onlara geri dönmelerini söyleyin. Biz inanmayanlara karşı diğer inanmayanlardan yardım istemeyiz,” buyurdu.
Bu oyun bozulunca B Planına geçilmişti. Uhud’a yaklaşılınca bir kaç casusu İslam Ordusunda bıraktıktan sonra, askerin üçte birini yanına alan Abdullah b. Übey tam da savaş başlamışken Müslümanları düşmanla baş başa bırakarak geri dönecekti. Aslında plana göre daha fazla kişiyi caydırıp yanına alacaktı. Ancak Akabe’de biat eden sahabeler ve Nakipler buna engel olmuşlardı. O 300 kişi ile geri dönünce İslam ordusu 600 kişi civarında kalmıştı. Müslümanlar yalnızca güç değil, aynı zamanda moral kaybına da uğramıştı. Öyle ki bazı kabileler geri dönme konusunda ciddi tereddütler yaşamıştı.
Sahebe teşkilatını dağıtma operasyonları
Orduda kalan casuslar ilk fırsatta devreye girerek, sahabelerin morallerini bozup savaş meydanından kaçırmak için büyük çaba harcamıştı. Etkili de oldular. Durumu fark eden sahabelerin feryatları olmasa nerdeyse büyük bir felakete sebep olacaklardı.
İslam ordusuna sızma girişimine sürekli devam eden derin güçler, ihtilal yaparak Allah Resulü (a.s.m.) ve onunla birlikte hicret edenleri Medine’den kovmak için büyük bir operasyon hazırlığına başlamıştı. Plan Mustalık oğulları seferinde uygulandı. Çok sayıda Münafığın katıldığı seferde üst üste birçok fitne hareketi yaşandı. Efendimiz oyunlarını bir bir bozunca çirkefleşen münafıklar Hz. Aişe’ye iftira atarak Efendimizi ve iffet timsali zevcesini lekelemeye kalkışmıştı. Planların boşa çıktığı bu olaylarda dikkatimizi çeken en önemli taraf, münafıkları cesaretlendiren ve hedefe yaklaştıran en büyük desteğin bazı samimi ama dikkatsiz Müslümanlardan gelmiş olmasıydı. Bir başka deyişle Müslümanların hataları ve bir anlık nefsi tavırları, fitne fitilini ateşleyen sebep olmakla kalmamış, Hz. Aişe olayında olduğu gibi büyümesine neden olmuşlardı. Bu pencereden bakıldığında görülecektir ki; samimi ama temkinsiz ve tedbirsiz davranan ve nefsi yorumlara kalkışan kişilerin desteğini almayan şeytanlaşmış insanlar asla başaramıyorlardı. Bunu bildikleri için sürekli bilgiyi kirletiyor, etrafı toz duman edip kafaları karıştırıyorlardı. Terörü bile sırf kafaları daha çok karıştırıp kitleleri istedikleri tarafa yönlendirmek için çıkarıyorlardı.
12 views