Camiye (Karargâha ve Teşkilata) sızan casuslar
Derin Hıyanet adına çalışan münafıklar istihbarat toplamak, gerçek yüzlerini saklamak veya direk cami ve cemaati hedef almak için camilere sızmaktan sakınmaz, hedeflerine ulaşmak için halkın dini duyguları ile oynarlar. Fitneciler bu metodu, Allah Resulü’nün (a.s.m.) yaşadığı zamandan itibaren hep yaptılar.
Müslümanların açıklarını bulmak, plan programlarını öğrenip ona göre konumlanmak, fırsat bulduklarında fitne ve fesat çıkarmak üzere görevlendirilen kişiler Mescid-i Nevevi’den ayrılmazdı. Gün boyu Müslümanların yanına sokulur, konuşulanları dinler, sinsi sinsi dolaşıp bilgi toplarlardı. Mescitten ayrıldıktan doğruca üstlerine gider, topladıkları bilgileri rapor ederlerdi. Olanların farkında olan Allah Resulü (a.s.m.) onları göz hapsinde tutar ileri gittiklerinde müdahale ederdi.
Bir gün aslen Yahudi olan münafıklardan birkaçının bir araya gelerek Mescid-i Nebevi’nin bir köşesinde birbirlerine sokulmuş, kafa kafaya vermiş, fısıltı ile konuşup gülüştüklerini gördü. Belli ki, bir fitne peşindeydiler. Buna fırsat vermek istemedi. Sahabilere:
– Şunları mescitten çıkarın, diye emretti. Emri duyan Ebu Eyyûb el-Ensârî, hemen yerinden sıçradı. Nifak çıkaran Amr b. Kays’ın ayağından tutup sürükleye sürükleye dışarı attı. Sonra Râfi’ b. Vedia’nın yanına gitti. Onu da cüppesinden tutup çekti. Râfi’ çıkmamak için direnince sert bir tokat vurarak dışarı attı.
Ardından:
– Haydi çabuk! Allah Resulü’nün (a.s.m.) mescidinden çıkıp geldiğin yere git! Buradan uzak dur ey münafık” diye bağırdı. Böyle bir müdahale beklemeyen Amr b. Kays kızarak nifakını açığa çıkardı. Efendimizin faziletinden sitayişle bahsettiği Mescid-i Nebevi’ye hakaret etmeye başladı.
– Ey Ebu Eyyüb! Sen beni Salebe oğullarının ağılından mı kovuyorsun?! diye bağırdı. Ebu Eyyüb’ün ardından Ammare b. Hazm kalktı. Zeyd b. Amr’ın ellerini tutup sırtına sert bir yumruk vurarak yere attı. Zeyd:
– Beni öldürdün, diye acı ile bağırdı. Ammar ise:
– Allah seni daha beter etsin ey münafık! Allah’ın ahirette senin için hazırladığı azap bundan çok daha şiddetli olacak. Bundan böyle Allah Resulü’nün (a.s.m) mescidine yaklaşma! diye çıkıştı.
Mesud b. Evs’de aralarındaki tek genç münafık olan Kays b. Amr’ı kafasından tutup dışarı attı. Hudr kabilesinden biri de münafıklardan Haris b. Amr’ı belinden tutup yere fırlattı. Kays kendi yaptıklarını unutmuşçasına
– Bu ne kabalık ey Ebu Haris! diye sitem edip sızlandı. Sahabe:
– Sen bunu hak ediyorsun ey Allah’ın düşmanı! Buradan çıkınca bir daha Mescid-i Nebevi’ye yaklaşma! diye bağırdı.
İşi ileri götüren münafıklar, şüpheleri üzerlerine çekmemek için zaman zaman cami gibi ulvi mekânları karargâh olarak kullanır, faaliyetlerini buradan yürütmeye çalışırlardı. Mescid-i Dırar bunun en önemli örneklerinin başındaydı. Allah’ın “Takva üzere kurulan mescid” diye sitayişle bahsettiği mescide karşı yaptırılan Dırar mescidi kale gibi sağlamdı. Karargâh olarak kullanılıyor, silah depoluyorlardı. 50 adamı ile Mekke’ye giden Ebu Amir zaman zaman buraya gelip adamları ile toplantı yapar, çıkaracakları fitneleri anlatırdı. Toplantılarda adamlarını eğitir, onlara fitne fesat çıkarma taktikleri öğretir, planlarını uygulamaya geçirmek için çeşitli direktifler verirdi…
O olmadığı zamanlar da faaliyetler aynı şekilde devam ederdi. Toplantılara daha az katılan biri yöneticilere:
– Ebu Amir’i uzun zamandır göremiyorum nerelerde? diye sorunca yöneticiler:
– O buraya sık değil zaman zaman gelir. Bizimle uzun uzadıya konuşuyor, sohbet ederiz. Sonra gider, dediler. Adam:
– Onu başka yerlerde de göremiyoruz? dedi. Münafıklar:
– Doğru. Bu konuyu sorduğumuzda kendisi bize: “Şu ahırınıza giremiyorum? (Kuba mescidini kastediyor) Çünkü Muhammed’in sahabeleri beni gördüklerinde bakışları ile beni rahatsız ediyorlar. Üzerime saldırmalarından endişe ediyorum. Onun için aranıza katılamıyorum.” diyor, dediler.
İşin acı tarafı, bu adamların faaliyetlerini yürütürken samimi insanları kullanıp onların destekleri ile güçlenmeleriydi. Tıpkı Mücemmi b. Cariye gibi. Münafık olan babası onu imam yaptı. Olanlardan habersiz olan Mücemmi b. Cariye bir süre münafıklara imamlık yaptı. Durum Allah tarafından Peygamber Efendimize (a.s.m.) bildirilip mescidin yıkılması emredilince münafıklar kaçtı, yıkım için gelen sahabelere direnen ise maalesef Mücemmi oldu.
20 views