Darbe Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mi yapıldı

türk silahlı kuvvetlerine darbe

15 Temmuz’da ki darbe girişiminin, planlayıcısı ve uygulayıcısı tamamen Gülen Cemati’nin işiydi. Aralarında bir tek Atatürkçü yoktu ve bu plana ortak kimseyi istemiyorlardı.

Bu darbe planında CIA vardı ve planın bir an önce yapılması isteniyordu. 17-25 Aralık operasyonlarında olduğu gibi erken hareket edip planları deşifre oluyordu.

Amerika’sın bu ülkede darbe yapılamayacağını herkes bilir. 15 Aralık’ta da Amerika vardı ve başarısız olunca geri çekildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek maksatlı bir darbe istenseydi; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi manipüle edilebilir ve emir komuta zinciri içinde yapılabilirdi. Ama bu istenmedi.

Darbe, Türk Silahlı Kuvvetleri‘ne karşı yapıldı. Darbe girişimi başarılı olamadı ama, manipüle eden açısından hedefine ulaşıldı. TSK itibarsızlaştırıldı ve devre dışı bırakıldı.

Siyonizm, Türkiye’nin de dahil olduğu bölgede Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) realize etmektedir. İşte bu nedenle, TSK’ya karşı ilk darbe Ergenekon ve Balyoz tipi kumpas operasyonlarıyla, ikincisi de 15 Temmuz Cuma akşamı yapılmıştır.

Her ikisinin arkasında Emperyalist Siyonistler vardır ve her ikisinde de Cemaat taşeron olarak kullanılmıştır. Birincisinde Cemaatin suç ortağı AKP İktidarı’ydı. İkincisinde ise, tek başına yaptı ve büyük çapta imha edildi.  Emperyalizm tarafından kullanılıyor olmanın sonucu bu, tarihte bunun sayısız örneği var.

Bilindiği gibi Amerika TSK’ın yerine Polis Teşkilarının önermektedir. Batının Türkiye’den çekindiği tek kurum TSK’dır. Türk Silahlı Kuvvetleri‘ni BOP’nde gördüğü tek engeldir.  Bu kalkışma ile  TSK’yı devre dışı bırakmaya kalkışmıştır.

Darbe girişiminin tiyatro olduğu, arkasında Erdoğan ve AKP’nin olduğu söylentileri var. Bunların hiç biri doğru değil ve geçerli bir verisi yok. Darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmış olması ve Erdoğan’ı güçlendirmiş olması sizleri yanıltmasın. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) planı hala var ve devam ediyor. Bu plan nedir derseniz biz Milli Görüş devamlı bu konuyu gündeme alıyoruz ki Emperyalist Siyonistlerin oyununu unutarak birbirimizle çekişmeyelim. Türkiye Cumhuriyeti 78 Milyon kardeş olarak, ülkemizde 100 yıldır oynanan oyunun sonunu getirmek istiyorlar. Önümüzdeki yedi sene içersinde çok daha tehlikeli oyunlar oynanacaktır bu aşamada kuşkusuz. Hedef Büyük İsrail’in kurulması çalışmalarıdır.

Emperyalistler eskiden Atatürk’çü ve solcuları kullanırdı hedeflerine ulaşmak için ama şimdi emperyalistler piyonları değiştirdi. Sağcı ve muhafazakarları kullanıyor.

Siz darbeyi sokağa çıkan halk mı önledi veya demokrasi mücadelesi verildi diyorsunuz. Ben buna katılmıyorum. Darbeyi mazisi şan ve şerefle dolu kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, ana gövdesiyle ve üst düzey komuta kadrosuyla darbe girişimine katılmayarak engellemiştir.

Aşağıda ki satırlar Proje Demokrasi Sivil örümceğin ağında kitabından alınılandı.Sayfa 34.

“1999’da, İstanbul’da düzenlenen AGİT toplantısında, William Jefferson Clinton, Yeitsin’e dondu ve “Başkan Yeltsin, siz Moskova’da tankın ustundeyken hapse girseydiniz sizin ozgurluğunuz için de ayağa kalkardık” dedi. ABD başkanı Yeltsin’e iktidara gelmesinde kendi paylarının bulunduğunu anımsatıyordu. Hem de tüm dünyaya canlı yayımlanan bir ortamda. Ortalık gerilmişti. Birden ayağa kalkan Yeltsin, önündeki belgelerini hışımla cantasına tıkıştırırken, yüksek sesle “Sukin sin!” diye söylendi kapıyı carparak, cıkıp gitti (Yeltstn carpıldı” Milliyet, 19-11-1999) . Daha sonra, onun ağzından, cıkan bu sözün, karşısındakinin annesine yakıştırılan kotu bir mesleği cağrıştıran “O., cocuğu” gibi özgün bir sövgü olduğu yazıldı (Sukin sin” Hürriyet. 19 Kasım 1999.).

1980’li yıllardaki Moskova ayağını anımsatıyordu.  Gorbacov’un sonradan kendisine ABD’de ödül aldıracak olan glasnos operasyonundan sonra zaten can cekişmekte olan sosyalizmin sonu gelmişti, KGB ve ordunun yönettiği bir darbe girişiminden çok, tek perdelik oyuna benzer bir girişim başlamıştı ki, 19 Ağustos 1991’de Moskova’dan

gönderilen ve ABD Başkanı’na verilmesi istenen acil faks iletisindeki satırlar durumu özetliyordu:

“Mr. Bush bu ulkede olanlarla ilgili bir acıklama yaptı mı? Yaptıysa,

tum iletişim araclarını kullanarak, bu acıklamayı ulke

(Rusya) halkına duyurun. Rus hukumetinin halka seslenebileceği

bir yol bulunmaktadır. Radyo istasyonlarının tumu denetim altındadır.

Ekte (Boris Yeitsin’in) orduya yapılan bildirimi bulunmaktadır.

Bunu USM’yci iletin. Tum ulkeye yayınlayın. Belki ‘Voice of

America’(ile)! Bunu yapın! Acil olarak!” (David Ignatius,” Innocence Abroad: The New World of Spyless Coups (Dışarda masumiyet Casussuz darbelerin yeni dunyası)” The Washington Post. Sunday.September 22. 1991: Page CO 7)

İstanbul’daki AĞIT toplantısına katılanlan devlet başkanları arasında,Clinton’un Yeltsin’e ne demek istediğini iyi bitenler olabilirdi. Ama, bu sözlerin anlamını en derinden duyumsayan kuşkusuz Boris Yeltsin’in kendisi olmuştur. Yeltsin, biraz diklenseydi; Clinton cebinden İkinci bir faks İletisi daha cıkarabilir ve yuksek sesle okuyabilirdi. NED’in mimarı Allen Weinstein’a gönderilmiş olan bu faks iletisinde, serbest ve demokratik secim yapılmaksızın bir oldu bittiyle iktidara gelen Yeltsin’in, kendisine iktidar yolunu açanlara teşekkuru yer alıyordu:

“Allen Weinstein

President, Center fo r Democracy

Washington DC, U.S.A

Demokrasi guclerinin zaferi ve 19 Ağustos 1991 darbesini başarısızlığıyla

bağlantılı olarak gondermiş olduğunuz icten kutlamanız

icin size teşekkur ederim. Bu zafere yaptığınız katkıyı bilmekte

ve takdir etmekteyiz.

  1. Yeltsin 23 Ağustos 1991, Moskova”40

Gorbacov’a karşı yapıldığı ileri sürülen darbenin ilk gününde  ABD’ye ne yapılması gerektiğini bildiren faks gönderilmiş ve bu iletiyi alan Prof. Allen Weinstein, ABD Başkam’nı harekete gecirmişti.

Faks iletisinin bildik bir kişiye gönderilmesi elbette gereklidir. Weinstein, yıllar önce Moskova’da ‘Helsinki Nihai Senedi’ ışığında, “Vatandaşlar Komiteleri”nin kurulmasına öncülük etmişti. Yeitsin’in ardındaki örgütlü güc, işte bu komitelerdi. On binlerce insan bir anda, hem de KGB’ ye ve Kızıl Ordu’ya karşın meydanlara dükülüvermiş ve Boris Yeltsin de tankın üstüne çıkıvermişti.”

……………………………………………………………………………………..

Şimdi halk tankın üstüne çıktığına göre biz batıdan gelen demokrasiyi kazandık mı, ya üst düzey komutanlar darbe girişimine katılsaydı…

 

 

 

 

183 views

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir